Turkuvaz Medya Grubu tarafından düzenlenen 4.Türkiye Tarım
Zirvesi T.C. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın katılımıyla 29 Kasım
2024, Cuma günü Turkuvaz Medya Merkezi’nde gerçekleşti. Tarımdaki gelişmeler ve
tarımın geleceği için birçok başlığın ele alınacağı Zirve’de “Tarımda Yeni
Dönem: Üretim Planlaması ve Yeni Destek Modeli”, “Tarımda Genç Girişimciler” ve
“Tarıma Kadın Eli” başlıklı panellerde tarım ve gıda sektörüne yön veren
isimler söz aldılar.
Zirve,
Turkuvaz Medya Marka ve Pazarlama Grup Başkanı Sinan Köksal yaptığı açılış
konuşmasında Turkuvaz Medya Grubu olarak pek çok organizasyon, zirve ve foruma
imza attıklarını, bu organizasyonların içinde 4.’sü düzenlenen ve tarım
sektörünü mercek altına alan “Sürdürülebilir Tarım Zirvesi’nin en önemli
organizasyonlardan birisi olduğunun altını çizdi. Köksal “Sürdürülebilir
bir tarım için daha az kaynak kullanarak daha çok verim elde etmenin
gerekliliği, pandemi ile tüm dünyada çözüm bulunması gereken en önemli sorun
haline geldi. Birleşmiş Milletler’e göre 2050 yılında dünya nüfusu 9,8 milyara
ulaşacak. Türkiye’de ise her yıl nüfusa yaklaşık 1 milyon kişi katılıyor ve
2040’ta nüfusumuz 110 milyona ulaşacak. Dolayısıyla tüm Dünya’da iklim
değişikliğinin etkileriyle en çok yüzleşeceğimiz alan tarım olacak. Turkuvaz
Medya olarak ülkemizdeki tarım faaliyetlerini önemsiyor, tarım gündemini
konuşacağımız bu platforma imza atmaktan mutluluk duyuyoruz. Umuyoruz ki, tüm
dünyanın çözülmesi gereken en önemli konularından bir tanesi olan tarım
sektörüne, bir nebze de olsa faydamız dokunabilir” şeklinde konuştu.
Köksal’ın açılış konuşmasının ardından Zirve, Dünya Bankası
Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez’in sunumu ile devam etti. Dünya Bankası
Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, Türkiye tarım sektörünün önemine dikkat
çekerek, iş gücünün yüzde 15'inin bu sektörde olduğunu ve yıllık 28 milyar dolar
gelir sağladığını açıkladı. Lopez, tarımda üretkenliğin artırılması gerektiğini
vurgulayarak su sıkıntısı ve iklim değişikliği gibi konularda çözüm
arayışlarının önemini dile getirdi.
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez,
"Türkiye'deki iş gücünün yüzde 15'ini tarım sektörü kapsıyor, her yıl
ihracatla birlikte 28 milyar dolar gelir sağlıyor. Rakamsal olarak baktığımızda
bu sektörün ne kadar önemli olduğunu görebiliyoruz." dedi.
Lopez, Turkuvaz Medya tarafından düzenlenen "4. Türkiye
Tarım Zirvesi"ndeki konuşmasında, çocukluğunda yaşadığı çiftçilik
tecrübesine dayanarak tarım ve ekonomi genelinde bakıldığında tarım
sektöründeki problemler konusunda çok hassas olduğunu dile getirdi.
Orman, su ve tarımda yaşanan problemlere değinen Lopez, özellikle
Avrupa'da bazı ülkelerde tarımın önemli olmadığını ancak Türkiye için tarım
sektörünün çok önemli olduğunu bildirdi. Lopez, şunları kaydetti:
"Bütün problemleri konuşmamız gerekiyor. Türkiye'deki iş
gücünün yüzde 15'ini tarım sektörü kapsıyor, her yıl ihracatla birlikte 28
milyar dolar gelir sağlıyor. Rakamsal olarak baktığımızda bu sektörün ne kadar
önemli olduğunu görebiliyoruz. Şu an da üretkenliğini artırmamız gerekiyor.
Günün sonunda hayat standartlarının iyi olması, insanların da hayatının iyi olması
bu üretkenlikten geçiyor. Tarım sektöründe üretkenliğin artması ile birlikte
gelirler de kazançlar da artacak. Bununla birlikte ülke için daha yüksek
gelirler olacak, bunu ilerletmeye çalışıyoruz, standartları da artırmaya
çalışıyoruz. Bu, tarım sektöründeki üretkenlikten geçiyor."
Dijitalizasyonun tarım sektörü için önemine işaret eden
Lopez, su problemlerine dikkati çekmek gerektiğini, altyapı çalışmalarının
sektörün önemli konularından biri olduğunu söyledi.
Lopez, "Dünya Bankası olarak Tarım Bakanlığı ile
birlikte, tarım, üretim, iklim değişikliği gibi birçok alanda
çalışıyoruz." dedi.
Dünya Bankası’nın Türkiye'de yaptığı çalışmalara ilişkin
bilgi veren Lopez, iklim değişikliğinden kaynaklanan sorunlar hakkında
değerlendirmelerde bulundu. Lopez, şöyle devam etti:
“Şu an da iklim değişikliğinin sıkıntılarını hisseden ilk
jenerasyonuz, bunun hakkında bir şeyler yapabilecek de son jenerasyonuz. Bu
yüzden beraber toplanıp bu konuda özellikle tarım sektöründe bir şeyler
yapmamız gerekiyor. Türkiye, su alanında çok önemli bir ülke. Sular çok azaldı,
Türkiye'de rezervler de aynı şekilde azaldı. Bu kıtlıkla yüzleşme süreci
başlıyor. Türkiye'nin yıllık ortalama sıcaklık ortalamalarının globalden daha
yüksek kaldığını görüyoruz. Bundan dolayı Türkiye'de beklenen suların daha
düşük seviyelerde olacağı öngörülmekte. 2050'de suyun yüzde 20 seviyelerinde
azalması öngörülüyor. Suyun yüzde 20 azalması bizim birçok probleme sahip
olacağımız anlamına geliyor. Bu yüzden bunların çözümü için hızlı şekilde
çalışmamız gerekiyor."
T.C Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın katıldığı özel
oturumun moderatörlüğünü Sabah Gazetesi
Ekonomi Müdürü ve Köşe Yazarı Dilek Güngör ve A Para Yayın Koordinatörü ve A
Haber Ekonomi Müdürü Özlem Doğaner gerçekleştirdi.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı,
kırmızı ette yeterliliğin %95 seviyesinde olduğunu anımsatarak 360 derece
üretim seferberliği başlattıklarını bildirdi. Yumaklı, gümrükten geri dönen
ürünlere ilişkin de, "Gerekçesi ne olursa olsun geri dönen hiçbir ürünün
biz içeride satışına izin vermiyoruz, imha ediyoruz. Standartlarda, analizlerde
tam uyum halinde olduğumuz Avrupa Birliği'nin tüketmediği herhangi bir şeyin
Türkiye'de tüketilmesine izin vermiyoruz." açıklamasında bulundu. Konuşmasında "Türkiye'de tarım bitti." iddialarına
yanıt veren Yumaklı, şunları kaydetti:
"Türkiye hem bugünkü mevcut haliyle, toprak,
iklim yapısıyla, tarımsal üretime elverişli haliyle içerideki ihtiyaçları büyük
oranda karşılayan ve ihtiyacının üzerindekileri de ihraç edebilen bir ülke.
Bunu yeterli görecek miyiz? Elbette görmeyeceğiz. Yeterliliklerimizi artırmak
için birçok yapısal değişimi 2024 itibarıyla hayata geçirdik. 'Tarım bitti,
Türkiye olarak hiçbir şey yapamıyoruz' diyenlere birkaç rakamla cevap verelim;
Türkiye 2023 yılını 139 milyon tonluk bitkisel üretimle kapattı, bu rakam
Cumhuriyet tarihinin rekoru. Bu rakamlar tarım bitti diyenlere gereken
cevaptır. Önemli olan sürdürülebilirliği sağlamak. İhtiyacımız olanlarda
yeterlilik oranlarımızı artıracak yapısal dönüşümleri yapmak için
çalışıyoruz."
Yumaklı, 2024 yılının ocak ayında bitkisel ve
hayvansal üretim için üretim planlamasına geçtiklerini, Şubat 2024'te 5 yıllık
hayvansal üretim yol haritasını açıkladıklarını, 1 Eylül 2024 itibarıyla da
Türkiye'de bitkisel üretim planlamasının startını verdiklerini aktardı.
Türkiye'nin tarımsal üretim potansiyelini artırmak
için yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Yumaklı, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Ülke olarak sürdürülebilir bir tarım yapmamız
gerekir, hayvansal üretimde üretmiş olduğumuz ürünleri verimli üretmemiz
gerekir, üretmiş olduğumuz ürünleri kaliteli üretmemiz gerekir, bütün bunları
yaparken kayıtlılık esasını birinci plana koymamız gerekir. Çünkü ölçebiliyor
olmanız, analizi analiz edebiliyor olmanız gerekir. En sonda sektöre yatırım
yapmanız gerekir, yatırım derken sadece parasal yatırımdan bahsetmiyorum, bilgi
birikiminde de yatırım yapmamız gerekiyor. Üretimi yeniden geliştirmek,
çoğaltmak, artırmak hamlesidir bunların hepsi. Türkiye'de halihazırda bu
ülkenin bütün insanlarının gıdasını temin etmek için gecesini gündüzüne katan
bütün üreticilerimize de şükranlarımı iletmek istiyorum."
Bakan Yumaklı, başlatılan üretim planlamasına ilişkin
bilgi verdi. Üretim planlamasının şikayetlere çözüm olacak şekilde yapıldığını,
üretim planlamasına konu olan ürünlerin Türkiye'deki üretim alanlarının yüzde
77'sini kapsadığını bildirdi.
Kendine özgü kanunları olan şeker pancarı gibi
ürünlerin de bu üretim planlaması kapsamına girdiğini aktaran Yumaklı,
peyderpey ürünleri bu planlamaya dahil edeceklerini dile getirdi.
"13 STRATEJİK
ÜRÜNDE ÜRETİM PLANLAMASI YAPTIK"
Birçok yapısal
değişimi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Yumaklı, bitkisel üretimde planlamaya başladıklarını aktararak,
"13 stratejik üründe üretim planlaması yaptık." dedi.
Üretim planlamasını
destekleyen unsurların hayata geçeceğini vurgulayan Yumaklı, 165 kalemde
tarımsal destekleme metodu uyguladıklarını anımsattı.
"360 DERECE ÜRETİM SEFERBERLİĞİ
BAŞLATTIK"
"Kırmızı ette yeterliliğimiz %95
seviyesinde" diye konuşan Yumaklı, hayvan hastalıklarıyla mücadele
planının devrede olduğunu belirterek, 360 derece üretim seferberliği
başlattıklarını bildirdi.
Et ithalatına ilişkin soruyu yanıtlayan Yumaklı,
"Kırmızı et üretiminde bizim yeterliliğimiz yüzde 95'ler, aradaki yüzde 5
için ithalat yapılıyor. Sadece bu yüzde 5 için değil, aynı zamanda piyasada
herhangi bir şekilde arz ya da taleple bağlantılı olmaksızın fiyat
hareketlerini oluşturmak isteyenler olabiliyor. Hatta genel olarak fahiş
düzenleme ile ilgili bir yasal düzenleme çıktı. İthalatta konuyu ikiye
ayıralım; birincisi ihtiyaçla alakalı, ikincisi piyasa regülasyonu ile alakalı.
İhtiyaç neredeyse devlet orada gereken regülasyonu sağlayarak bu ithalatı
yapacak ancak bu sürdürülebilir değil. Eğer biz içeride potansiyelimiz olan
üretimi artırmak ile ilgili Şubat 2024'ten itibaren hakkıyla uygulamazsak
burada süre vermemin bir anlamı yok." değerlendirmesinde bulundu.
"Sadece hayvansal üretimde değil, bitkisel
üretimde de 360 derece bir üretim seferberliği başlattık"
Çok sayıda imkana sahip ülke olarak, bu potansiyeli
kullanarak ihtiyaçları karşılamak için çalışılmaması durumunda sıkıntılar
yaşanacağının altını çizen Yumaklı, et ve diğer tüm ürünlerle ilgili hem
verimli hem de kaliteli üretim yapılması için gereken tüm çalışmaları
yaptıklarını anlattı.
Özellikle çok hızlı şekilde üretimin oluşabilmesi için
Et ve Süt Kurumu ile TİGEM arasında yapılan çalışmalara işaret eden Yumaklı,
sadece hayvansal üretimde değil, bitkisel üretimde de 360 derece üretim
seferberliği başlattıklarını dile getirdi.
Taklit ve tağşişte sektörel denetimleri
yaptıklarını hatırlatan Bakan Yumaklı, "Gıda güvenliğinde 1,2 milyon
denetim yaptık" dedi. Yumaklı bu
konuda şu bilgileri verdi:
"Burada asıl hedef açıklamak değil, zaten
denetimi yapıyoruz, idari yaptırımları neyse cezası ya da suç duyurusu bunlar
yapıldıktan sonra zaten açıklanıyor. Önce açıklayıp sonra işlem yapmıyoruz.
Güvenilir gıdaya ulaşmak insanların en doğal hakkı. Kasım sonuna kadar 1 milyon
200 bin civarında denetim yaptık, bunların içerisinden yüzde 1,8 oranında
uygunsuzluk tespit edildi. 100 kişi ise sadece iki kişisi bunu yaptı geri kalan
98 kişi işini doğru yapıyor demektir, bunlara da buradan teşekkür etmek
gerekir. 452 savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Bu denetimler devam edecek. Problemleri
yakalayalım ceza keselim derdinde değiliz, biz iyileştirmek istiyoruz.
Türkiye'de 725 bin gıda işletmesi var yani biz bunların hepsinin mutlaka senede
bir kez denetleyeceğiz, uygunsuzluk tespit ettiklerimize birden fazla
gideceğiz, onların süreçlerini düzeltmesini temin edeceğiz ve belli bir süre
sonra da onları bu listeden çıkaracağız. Kim olduğuna bakmaksızın markasının ne
olduğuna bakmaksızın vatandaşın güvenilir gıdaya ulaşma hakkını ihlal eden kim
varsa hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız."
"AVRUPA
BİRLİĞİ'NİN TÜKETMEDİĞİ HİÇBİR ŞEYİ BİZ DE TÜKETMİYORUZ"
Bakan Yumaklı
ihraçtan dönen ürünler hakkında, "Avrupa Birliği'nin tüketmediği hiçbir
şeyi biz de tüketmiyoruz. Bunlar daha gelmeden imha ediliyor. Bazen de burada
imha ediliyor." açıklamasında bulundu.
"Türkiye'nin ihtiyaç ettiği ancak geri dönen ürün
oranı maksimum binde 1 ile binde 2 arasında"
İhraç edilen
ürünlerin gümrükten geri dönmesine ilişkin iddialara yanıt veren Yumaklı, şu
değerlendirmelerde bulundu:
"Hepimiz için
bu önemli bir konu. Buradaki hassasiyet bizim de hassasiyetimiz. Olaya sadece
ihraç edilen ürünlerin gümrük kapılarından geri dönüp dönmemesi çerçevesinde
bakmamak gerek. Bizim özellikle pestisit yani zirai ilaç konusundaki
denetimlerimiz sadece gümrük kapılarında yapılan bir denetim değil. Toplamı
temsil edecek şekilde üretim alanlarında, hal girişlerinde yoğun bir denetim
olur, son tüketim noktalarında denetim olur, ihraç edilen ürünler için de
gümrüklerde analiz olur. Bu analizler hem kamu laboratuvarlarında olur hem de
özel laboratuvar da olur. Bu laboratuvarlar içerisinde de işlerini iyi
yapmayanlar sebebiyle de bazı sorunlarla karşılaşıyoruz, o laboratuvarlarla
ilgili de gerekeni yapıyoruz.
Herhangi bir
şekilde yurt dışından geri dönen ürünlerin hepsi de pestisit sebebiyle geri
dönmez, aynı zamanda bu aflatoksin dediğimiz benzeri bazı kendinden sonrasında
oluşan küflenme nedeniyle dönenler de olabiliyor, bunların oranı yarı yarıya
neredeyse. Türkiye'nin ihtiyaç ettiği ancak geri dönen ürün oranı maksimum
binde 1 ile binde 2 arasında. Bunların hepsi pestisit sebebi ile değil.
Gerekçesi ne olursa olsun geri dönen hiçbir ürünün biz içeride satışına izin
vermiyoruz, imha ediyoruz. Standartlarda, analizlerde tam uyum halinde
olduğumuz Avrupa Birliği'nin tüketmediği herhangi bir şeyin Türkiye'de
tüketilmesine izin vermiyoruz."
Bakan Yumaklı,
bakanlığın bilinçlendirme, yönlendirme, ilaç denetimi konularındaki
çalışmasının bugüne dek olduğu gibi bugünden sonra da devam edeceğini anlattı.
TARIM OSB'LER MALİYETLERİ DÜŞÜRECEK'
Organize tarım bölgeleriyle maliyetlerin düşeceğini belirten
Yumaklı, "İstanbul'da domates üretimi yüzde 100'e ulaşınca birçok maliyet
dezavantajı bir kenara bırakılmış olacak ve bu durum fiyatları düşürecek"
örneğini vererek durumu anlattı.
Yumaklı, Tarımsal Üretim Planlaması çerçevesindeki
destekler konusunda bilgi verdi.
Tarımsal destekler, sözleşmeli üretimin üretim
planlamasını destekleyici hale bürünmesi, tarımsal krediler, hibe destekli
uluslararası fon da dahil bazı kırsal kalkınma projelerinin hepsinin üretim
planlamasına yönlendirildiğini vurgulayan Yumaklı, destekler kapsamında yapılan
çalışmalardan bahsetti.
Zirveye Güçlü Sponsor Desteği;
Zirvenin ana sponsorları Ziraat Bankası, Yıldız Holding, Superfresh, Dünya
Bankası, Tarım Kredi Grubu ve Koza Altın olurken destek sponsoru Papara oldu.