Turkuvaz Medya Grubu’nun ekonomi dergisi
Inbusiness’ın düzenlediği ‘Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’nde Türkiye’nin bu
alandaki yol haritası masaya yatırıldı. İş dünyası temsilcileri zirve
kapsamında düzenlenen iki panel ile, sürdürülebilirlik konusunda yaptıkları
çalışmaları ve hedeflerini paylaştı. İş dünyasının odağı ise 2050’ye kadar
karbon sıfır hedefine ulaşmak.
Dünya
yeni bir yere gidiyor, Türkiye pozisyon almalı
Açılış konuşmasının ardından, ‘Kamu ve İş
Dünyası Perspektifinden Türkiye’nin Sürdürülebilirlik Yol Haritası’ başlığıyla
zirvenin ilk paneli düzenlendi. ARGE Danışmanlık Ortağı Dr. Erkin Erimez
moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı Başkan Yardımcısı Dr.
Abdulkadir Bektaş, yeşil kalkınma devrimi çerçevesinde başkanlıklarının 14 ay
önce kurulduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Bir yıldır Türkiye’nin yeşil
dönüşümünde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Dünya yeni bir yere gidiyor.
Türkiye’nin de bu yeni yerde pozisyon alması lazım. 217 önemli karar aldık.
Türkiye’nin iklim değişikliği konusunda taahhütlerini hukuki zeminde
güçlendirecek en önemli atılım iklim kanununun bitirilmiş olmasıdır. Sınırda
karbon düzenleme mekanizmasında, AB itici güç olarak ortaya çıktı. Avrupa tüm
emisyonların düşeceğini vaat etti ve önlemler aldı. Karbon kaçağı anlamında
sistem kurgusunu ortaya koydu ve 1 Ekim 2023’te bu sistem başlayacak. Sonuçta
bu tarih itibarıyla sınırda karbon, yani ihracat mallarını ithal edenler
açısından bir vergilendirme söz konusu olacak. Sanayimizi bu sisteme alıştırma
kapsamında emisyon ticaret sistemini devreye sokacağız. Sınırda karbon
düzenleme mekanizması ilk etapta alüminyum, demir çelik, gübre ve kimyasallar
da başlıyor. Bu sektörlerdeki ihracatımız 10,5 milyar dolar. Türkiye’nin buna
hazır olduğunu düşünüyorum. Bununla ilgili çalışmalar yoğun şekilde devam
ediyor.”
Kadınların
kaynaklara eşit erişimi şart
Panelde konuşan Tarım ve Orman Bakanlığı
Uluslararası Kuruluşlar Daire Başkanı Özge İmamoğlu da yaptıkları çalışmalara
ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Tarım Covid-19 ile daha da gündemimize oturdu.
2030 gündeminden bahsederken kendimize sıfır açlık hedefi koyduk. Ancak ne
yazık ki pandemi ve Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle hedefimizden geriye düştük.
Ama kadınlara ve gençlere baktığımızda hedefe çok yaklaştığımızı görüyorum.
Kadınlar şu anda zaten tarımsal üretimin hemen hemen yarısını oluşturuyor.
Tarım sektörü için yüzde 43. Ancak ücretten, kaynağa erişimden eşit şekilde
faydalanamıyorlar. Kadınlara yapılacak en ufak bir yardımın, desteğin, hibenin
ve onlara verilecek eğitimin çok güzel geri dönüşleri oluyor. Kadınların
öncelikle kaynaklara eşit erişime sahip olmaları lazım. FAO’nun raporunda,
kadınlara kaynaklara eşit erişim imkânı sağlandığında üretimde yüzde 20-30’luk
artıştan bahsediliyor. Kırsalda yaşayanların üretim
zincirinde yer alabilmesi amacıyla fırsat
eşitliğinin sağlanması için bir projemiz var. Kadın kooperatifleriyle iş
birliği protokolümüz var. Ürettikten sonra insanlara nasıl ulaştıracakları
konusunda eğitim veriyoruz. FAO iş birliğiyle de Türk Cumhuriyetlerdeki
kadınlarımıza da ulaşıyoruz.”
KOBİ’ler
yeşil dönüşüme hazır
Toplam 7 milyon istihdamla 60 bin işletmeyi
temsil eden TÜRKONFED Yeşil Dönüşüm Komisyonu Başkanı Onur Ünlü ise, sınırda
karbon düzenlemesine dikkat çekerek, “Düzenlemeden büyük şirketler kadar
KOBİ’ler de etkilenecek” dedi. 2030’a doğru Türkiye’nin yaşayabileceği
sorunların ve çözüm önerilerinin ortaya konulduğunu anlatan Ünlü, şöyle devam
etti: “Yaşam şekli değişiyor ve iklim değişikliğiyle mücadele dediğimiz,
yerküreyle dost üretim ve tüketim alışkanlıklarına geçmemiz gerekiyor. Oyunun
kuralları değil, oyunun kendisi değişiyor. Dengeli hareket etmek gerekiyor.
Mesela enerji konusuna geldiğimiz zaman sadece emisyonu azaltmak değil
stratejik olarak tedarik ve güvenliğini de tesis etmek gerekiyor. Üçüz dönüşümü
yani dijital, yeşil ve toplumsal dönüşümü odağımıza aldık. Dijital dönüşümü
zaten kaçırma şansımız yok. Yeşil dönüşüm sanayi devrimi kadar önemli. Biz
enerjimizin yüzde 75’ini ithal ediyoruz. Değişen oyunda emisyonları azaltarak
çevreyle dost ürün ürettiğimiz zaman ihracatımız da artacaktır. Toplumsal dönüşüm ile ilgili de toplumun tüm
katmanlarının bu dönüşüme ortak olması için sahada çalışmalar yürütüyoruz.”
KOBİ’lerin bu sürece hazır olduğunu kaydeden
Ünlü, “Ciddi çalışmalar yapıyoruz. Sekiz şehirde çalıştay düzenledik.
Yaptığımız çalışmalarla sanayide yüzde 32 tasarruf sağlatıyoruz. KOBİ’lere bir
yol haritası sunduk. Bu sene de yeşil dönüşüm tasarım merkezlerini kuruyoruz”
diye konuştu.
Yenilenebilir
enerjide çok yüksek bir yatırım ivmesi var
EPİAŞ Genel Müdürü Ahmet Türkoğlu da enerji
sektörünün sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği anlamında kilit bir sektör
olduğunun altını çizdi. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım
yaparak iklim değişikliği anlamında dünyada ve Avrupa’da lider bir ülke
olduğunu belirten Türkoğlu, “Son 12 yılda yenilenebilir enerji anlamında
Türkiye’de çok yüksek bir yatırım ivmesi gördük. Bugün itibarıyla toplam
kapasitenin yüzde 54’ü yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşuyor” dedi.
Bugünlerde enerji depolama konusunun da gündemde olduğunu vurgulayan Türkoğlu,
şöyle devam etti: “EPDK’nın yeni kararıyla birlikte bu trend de tamamen
değişiyor. Çok hızlı şekilde yenilenebilir kaynaklardan üretimin artacağını
öngörüyorum. Şu an itibarıyla yenilenebilir enerji kaynaklarından yüzde 100
enerji üretme şansımız yok. Pandemi, kuraklık ve savaşla enerji fiyatları çok
yüksek seviyelere geldi. Bunu aşağı indirmenin temel yolu yenilenebilir
enerjiyi dengelemekten geçiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin bunu dengeleyecek
kaynaklara da nükleer enerjiye de ihtiyaç var. Bu yıldan itibaren her yıl dört
ünite olmak üzere Akkuyu devreye girecek, ama o da yetmiyor. Sonuç olarak
Türkiye yenilenebilir enerjiye çok ciddi yatırım yaptı ve yapacak.” Türkoğlu, yenilenebilir enerji kaynaklarından
üretim yapanlara yeşil sertifika verilen bir piyasayı kurduklarını hatırlattı.
Şirketlerin
ilgisi 3 yılda ikiye katlandı
2008’de sürdürülebilirlik yolculuğuna
başladıklarına işaret eden İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, üyelerinin yüzde 55’inin net sıfır
konusunda taahhütlerde bulunduğunu anlatarak, şunları söyledi: “Hedef çok
güzel, ama o
yolculuğa nasıl gideceğiz? İçeride bunların
komitelerini kurmak, dünyadaki endeksleri hedeflemek gerek. Tüm değer
zincirine, tedarik zincirimize bunu mümkün olduğunca entegre etmemiz lazım”
dedi. Global Compact Türkiye, SKD Türkiye ve TÜSİAD'ın iş birliğiyle kurulan İş
Dünyası Plastik Girişimi’ne (İPG) dikkat çeken Edin, “Şirketlerin plastik
atıklarını azaltmasını, tek seferlik kullanımda plastiğin tamamen
kaldırılmasını amaçlıyoruz. Taahhütte bulunan şirketlerin yüzde 40 oranında
hedeflerini gerçekleştirdiklerini gördük. 40 bin ailenin yıllık plastik
harcamasına denk gelen bir tasarruf oldu. Tamamlandıktan sonra 100 bin aileye
denk gelecek” diye konuştu.
Plastik ambalajlar geri dönüştürülebilir olacak
Zirve, ‘Türkiye’nin Yüzyılında
Sürdürülebilirlik ve Dayanışma İçin Nasıl Bir Liderlik Gerekiyor?’ başlıklı
ikinci panelle devam etti. Panelde, SOCAR Türkiye İletişim ve Kamu İlişkileri
Başkanı Mikayil Yusifov, Yıldız Holding Kurumsal Strateji, İş Geliştirme ve
M&A Başkanı Fezal Okur Eskil, Kalyon Enerji Sürdürülebilirlikten Sorumlu
Genel Müdür Yardımcısı Defne Arısoy ve Unilever Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi,
Kurumsal İlişkiler ve İletişim Başkanı Ebru Şenel Erim, SDSN Türkiye Koordinatörü
Bahar Özay’ın konuyla ilgili sorularını yanıtladı. İsrafsız şirket
politikalarına dikkat çeken Yıldız Holding Kurumsal Strateji, İş Geliştirme ve
M&A Başkanı Fezal Okur Eskil, “Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık
kapsamında inovasyon çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Üç odak etrafında
stratejimizi yeniledik. Değer zincirindeki doğal kaynakların yenilenmesine
olanak sağlamak lazım. Bu çerçevede iki ana hedefimiz var. 2050’ye kadar net
sıfır emisyon ve 2030’a kadar plastik ambalajlarımızın tümünün geri dönüştürülebilir,
yeniden kullanılabilir ve kompost edilebilir olması. İkinci hedefimiz ise paydaşlarla
güçlenmek. Bir yandan çalışanlarımızı düşündüğümüzde tüm yönetim kademelerinde
çeşitliliği artıracak, eşit işe eşit ücret diyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Ağaçlandırma çalışmalarına büyük katkı
Kalyon Enerji Sürdürülebilirlikten Sorumlu
Genel Müdür Yardımcısı Defne Arısoy da “Gelecek kuşaklara daha yaşanılası bir
ortam bırakmayı hedefliyoruz. Yatırımlarımızı buna uygun olarak
yönlendiriyoruz” dedi. Arısoy, şu bilgileri paylaştı: “Özellikle Konya
Karapınar’daki güneş enerjisi santralı projemiz Avrupa’nın en büyüğü ve
dünyanın sayılı projelerinden biri. Türkiye orman varlığı çalışmasına göre
2010-2020 yılında yıllık katkı değer sağlayan ülkeler arasında altıncı oldu.
Kalyon da ağaçlandırma çalışmalarıyla buna ciddi katkı sağlıyor. Karapınar
santralimiz tamamlandığında 1,7 milyon ton karbondioksit salımının azalacağını
öngörüyoruz. Teknoloji ve tasarım konusunda Ar-Ge çalışmalarımız Kalyon PV
bünyesinde çok ciddi önem kazanıyor. Bundan sonra da Kalyon Enerji yeni
projelerinde yine aynı stratejilerle devam edecek.”
Plastik kullanımını yüzde 11 azalttı
Unilever Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi, Kurumsal
İlişkiler ve İletişim Başkanı Ebru Şenel Erim ise,
Türkiye’de karbon emisyonlarını yüzde 55, plastik
kullanımını da yüzde 11 azalttıklarını anlatarak, şunları söyledi: “Ve bu
stratejiyi uygulayarak 60 milyon TL’den fazla tasarruf elde ettik.
Sürdürülebilirlik sanki ekstra bir maliyet
kalemi gibi algılanıyor. Aslında sürdürülebilirlik bir şirketin stratejisine
etki edebiliyorsa, bir maliyeti düşürme kalemidir. 2039’da şirketimiz net sıfır
hedefine ulaşmış olacak. Kazanımlar çok güzel ama sanmayalım ki 13 sene her şey
mükemmel gitti. O kadar basit olmuyor, sizin etkinizin tüm sektörü değiştirmesi
mümkün olmuyor.”
2050’de karbon sıfıra yaklaşacağız
SOCAR Türkiye İletişim ve Kamu İlişkileri
Başkanı Mikayil Yusifov, “Çevreye, insanlara, topluma değer veren, fayda
sağlayan bir petrol doğalgaz şirketi olarak Türkiye’de de belli taahhütlerde
bulunduk. 2035 yılında yüzde 40, 2050’de karbon sıfıra yaklaşacağız. Biz
Türkiye’de enerji geçişine bütüncül yaklaşıyoruz” dedi. Yusifov, şunları
söyledi: “Bizim süreçlerimiz gereği çok yoğun bir enerji tüketimimiz var. Azerbaycan’da
2011’de Türkiye’de ise 2019’da sürdürülebilirlik raporlamasına başladık. Burada
karbonsuzlaşma stratejisi oluşturduk. Her yıl yüzde 1 azaltım hedefledik.
Kimyasal geri dönüşüm için üniversitelerle işbirliğine başladık. Petkim
şirketimizde ambalaj üretiminde yüzde 50 oranında geri dönüşüm granül
kullanımına başladık.”
Zirve’nin açılış konuşmasını yapan InBusiness
Dergisi Yayın Yönetmeni ve Sabah Gazetesi Yazarı Hülya Güler de “Eşitsizlik,
yoksulluk, iklim değişikliği gezegenimizi yaşaması giderek daha zor bir yere
dönüştürüyor. BM’nin belirlediği 17 sürdürülebilir kalkınma amacının etrafında
kenetlenmemiz her zamankinden daha önemli” dedi. Önümüzdeki 6-7 yılın gelecek
yüzyılları nasıl geçireceğimizi belirleyeceğini vurgulayan Güler, şunları
söyledi: “Bu sebeple Inbusiness olarak sürdürülebilirlik temasını DNA’mızın
önemli bir parçası olarak benimsedik. Her faaliyetimizde sürdürülebilirlik
önemli hedeflerimizden biri oldu ve olmaya devam edecek. Başka bir dünyanın
mümkün olduğuna inanıyoruz.”
‘Sürdürülebilir
Yüzyıl Zirvesi’ne güçlü sponsor desteği
Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’nin sponsorları
Aydınlı, Koza Altın İşletmeleri, Türk Telekom, Vakıfbank, Yıldız Holding,
Ziraat GYO, Halk Faktoring, İstanbul Airport, Kalyon, Tosyalı Holding, Turkish
Airlines, Eco Zero, Epiaş, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Kargomsende, Kuzey
Marmara Otoyolu, Limak, Sanko ve Socar oldu.